Koroner kalp hastalığı: Kardiyologlar daha iyi korunma çağrısında bulunuyor



Birçok kalp hastalığı başlangıçta belirgin semptomlar göstermeden ortaya çıkar. Bu nedenle, aile hekiminizle düzenli kardiyovasküler sağlık kontrollerinizi en geç 50 yaşında, tercihen 35 yaşında yaptırmalısınız. / © Getty Images/Halfpoint Images
Koroner Koroner arter hastalığı (KAH), kalp kasına yetersiz kan akışıyla seyreden kronik bir durumdur. Çoğu durumda KAH, koroner arter duvarlarında kolesterol açısından zengin birikintilerden (plaklardan) kaynaklanır. Bu plaklar, damar duvarlarının kalınlaşmasına ve nihayetinde daralmasına yol açar. Olası komplikasyonlar arasında angina pektoris, ani kalp ölümü ve kalp krizi bulunur.
Alman Kalp Vakfı'nın tıp dernekleriyle birlikte sunduğu 2025 Alman Kalp Raporu'na göre, Almanya'da yaklaşık 4,7 milyon kişi koroner kalp hastalığı tanısıyla yaşıyor. Mevcut Kalp Raporu'nun raporlama yılı olan 2023'te, 538.675 hastane yatışıyla koroner kalp hastalığı en yaygın hastaneye yatış nedeniydi. Bunların 185.804'ü kalp kriziydi. 2023 yılında 119.795 kişi koroner kalp hastalığından öldü ve bunların 43.839'u akut kalp krizinden öldü.
100.000 kişi başına koroner kalp hastalığıyla ilişkili ölüm oranı 133,3 olarak gerçekleşti. Bu oran, önceki yıllara kıyasla bir düşüşe işaret etse de Avrupa standartlarına göre iyi bir rakam değil. Alman Kardiyoloji - Kalp ve Dolaşım Araştırmaları Derneği (DGK), bir basın açıklamasında Avrupa Birliği verilerine atıfta bulunarak, örneğin Danimarka'da 2022 yılında 100.000 kişi başına yalnızca 56,7 kişinin koroner kalp hastalığı nedeniyle öldüğünü belirtti. 100.000 kişi başına 109,3 ölümle Avrupa ortalaması da o yılki Almanya oranından düşüktü.
Alman Kalp ve Damar Hastalıkları Derneği'nin (DGK) eski başkanı Profesör Dr. Holger Thiele, koroner kalp hastalığına bağlı ölüm oranlarındaki olumlu eğilimi şöyle değerlendirdi: "Koroner kalp hastalığı ve kalp krizi kaynaklı ölümlerin sayısı önemli ölçüde azalmış olsa da, koroner kalp hastalığı Almanya'da en yaygın ölüm nedenlerinden biri olmaya devam ediyor. Ölüm oranlarındaki düşüş bile, bu tehdidi azaltmıyor." Risk faktörlerini düzenli ve erken tedavi etmek hayati önem taşıyor.

pharmazeutische-zeitung