Ve pıhtı attı

Geçmiş birikir. Geçmişin nesneleriyle karşılaşır ya da onları çağırırsanız, geçmişi geri getirebilirsiniz. Gelecek geçmiş gibi değil, henüz bir nesnesi yoktur. Hayal kurarak nesnesini inşa etmeniz, nesnesi için mücadele etmeniz, sözün kısası geleceğinizi ısrarla talep etmeniz gerekir. Fakat gelecek geldiğinde nesnesi hayalinizdeki gibi olmayabilir, hayalleriniz kırılabilir. Gelecek, şeylerin biçimlerini değiştirmiş ve henüz biçimi olmayan şeylere biçim vermiştir. Ve geleceğin biçimlendirdiği şeyler, mevcut şeyler düzenini değiştirdiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. O yüzden düzenler, geçmişin nesneleriyle kurulur. Nostalji, geçmişin nesnelerinin biriktirildiği bir ambar. Geleceğin belirsizliğinin yarattığı gerilim, ancak geçmişin nesneleriyle bertaraf edilir, nostalji bu işe yarar. Gelecekle yüzleşmek yerine nostalji ambarına dalabilir ve bellek nesneleriyle düzeninizi devam ettirebilirsiniz. Nostalji kişisel bir tarihe özgüyse masum gibi gelebilir. Zira insan yaşlandıkça alışkın olduğu mevcut şeyler düzenini değiştirmek istemez. Fakat nostalji toplumsal bir tarihe dönüşmüşse toplumsal bir patolojinin göstergesidir. Halklar, iktidarlar tarafından kurgulanmış bir geçmişi sanki kendi tarihleriymiş gibi benimsediklerinde gelecek gelmeyebilir. Onlar için kurtuluş gelecekte değil, geçmiştedir: “Biz Osmanlının torunlarıyız”. Egemenlerin kurguladığı bir tarihi benimseyen kölelerin ve serflerin torunları, “kurtuluşları için savaşıyormuşçasına kölelikleri için savaşmaktadır” (Spinoza).
Zaman akar. Zaman aktıkça mevcut şeylerin suretleri değişir, kimi şeyler ortadan kalkar, yeni şeyler belirir. “Bir ekosistemde enerji ve mineral besin akışları, belli bir türdeki hayvanlar ya da bitkiler olarak tezahür eder. Bu anlamda organik bedenlerimiz, bu akışların geçici pıhtılaşmasından başka bir şey değildir” (de Landa, Çizgisel Olmayan Tarih, Metis). İktidar, kalıcı olmakta ısrar eden bir pıhtı, patolojik bir vaka. Pıhtının bedendeki akışları tıkamasının tıptaki adı embolidir, pıhtı atması. Pıhtı felce neden olabilir. Kentin damarları, arterler, ana yollar, ara sokaklar pıhtı tarafından tıkandığında hayat felç olur. Çözümü, pıhtıdan bir an önce kurtulmaktır. Pıhtıdan kurtulmak yerine hâlâ pıhtının kurguladığı bir hayatı yaşıyorsanız, yazık size. Felçli bedenlerin yapabilirlikleri azalır, başkalarına muhtaçtırlar. Başkası, iktidardır; iktidarın desteği olmadan yürüyemezsiniz. İnme inmiş bir toplumda felç norm haline gelir, norma uymak zorundasınız, sizden felçli gibi davranmanız beklenir. Yasalarla, kanun hükmündeki kararnamelerle bedenler daha da sakatlanır. İktidara bağımlı olmak, onun kurguladığı sakatlanmış bir hayatı yaşamaktır. Böyle bir toplumda normun dışına çıkmadıkça bir bedenin nelere muktedir olabileceğini asla bilemezsiniz.
Ne var ki bedenlerinin nelere muktedir olduğunu bilmek isteyenlerin, geleceklerini talep edenlerin, özgürleşmek için mücadele edenlerin önlerine barikatlar kurulmaktadır. Gelecek, sokaklardadır. Özgürleşmek, bir bedenin kentin sokaklarında akarken nelere muktedir olabileceğini keşfetmesidir. Gelecek, ancak akışların içindeki özgür bedenler tarafından getirilebilir. Toplumun damarları tıkanmışsa gelecek gelmez, pıhtı tarafından kurgulanmış günübirlik hayatlar yaşamak zorunda kalırsınız. Geleceği olmayan toplumlar, günübirlik hayatlara mahkûm edilmişlerdir. Günler, tüketilecek zaman dilimleri; günlerle birlikte siz de tükenirsiniz. Günlerin giderek tadı kaçar, lezzetsiz hale gelir ve sonunda acılaşır. Her günün sonunda ağızlarda kalan acı tat daha da çoğalır, yutkunmakla geçmez. Günler günleri izledikçe bünyede biriken acılar dayanılmaz hale gelir. Çok şükür, iştahımız hâlâ yerinde ya da Spinoza’nın deyişiyle “conatus”, yaşama arzumuz. Tatsız tuzsuz, acılı dolu günlerin bir şef tarafından hazırlanıp önünüze konduğunu fark ettiğinizde sorun çözülecektir. Ya şefi değiştirecek ya da mutfağa girip damağınıza uygun günleri hazırlamayı öğreneceksiniz. Günler ancak geleceğe açıldıkları ölçüde lezzetli hale gelir ve onları asla tüketemezsiniz; geleceğe açılan günlerle çoğalacaksınız.
Günler günleri izliyor, fakat gelecek bir türlü gelmiyorsa toplumsal bünyenizi kontrol ettirin, mutlaka pıhtı atmıştır. Hekimler size, pıhtıdan bir an önce kurtulmanızı ve sokaklarda özgürce akmanızı önerecek. İşte o zaman gelecek gelecek!
BirGün