Murat Muratoğlu: Türkiye artık bir 'ödeme ahlakı krizi' yaşıyor

Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İcra dairelerindeki dosya sayısı kaça dayanmış biliyor musunuz? Sıkı durun; 25 milyon! Yahu ülkenin yetişkin nüfusu ne kadar ki zaten?
Sokağa çık, sağındaki adama bak, solundaki kadına bak… İkisinden biri kesin icralık! Hatta belki sen de öylesin, henüz haberin yok. İcra müdürlükleri yakında stadyumlarda hizmet verecek, binalara sığmıyor çünkü dosyalar…
Hadi icrayı geçtik, “Ben kredi kartıyla döndürüyorum” diyorsun. Döndüremiyorsun güzel kardeşim, kandırma kendini…
Kredi kartı borçları geçen seneye göre ne kadar artmış? Yüzde 122! Maaşın yüzde 122 arttı mı? Hayır! Ama borcun arttı.
Ne yapıyoruz? Bir karttan çekip diğerini kapatıyoruz. Yani ‘borçla borç ödeme’ sanatında dünya markası olduk.
Hükümet ne yapıyor? “Kredi kartı harcamalarını kısalım” diyor. Niye? Enflasyonu körüklüyor!
Yahu vatandaş keyfinden mi harcıyor? Ekmek alıyor, peynir alıyor, çocuğuna bez alıyor. Sen o kartı da kısıtlayınca, adamı ‘açlığa’ değil, direkt ‘tefeciye’ mahkûm ediyorsun.
Sadece vatandaş mı batık? Şirketler de can çekişiyor. Konkordato başvuruları yüzde 72 arttı… Eskiden konkordato ilanı “Şirketi kurtaracağız” demekti. Şimdi “Cenaze namazını nerede kılalım?” anlamına geliyor.
Türkiye artık bir ‘ödeme ahlakı krizi’ yaşıyor. Yani mesele “Param yok” meselesini geçti, “Ödemiyorum kardeşim, canımı mı alacaksın?” noktasına geldi. Hukuk sistemi kilitlenmiş, alacaklı alacağını alamıyor, borçlu zaten ‘mülksüzleşmiş’, kaybedecek bir şeyi kalmamış.
Diken




